Unutmayın siz onu bir gün bırakırsanız o sizi iki gün bırakır ! Flüt adına her türlü bilgi, materyal, soru ve isteklerinize cevap bulabileceksiniz. Saygılarımla müzikle kalın…

31 Mayıs 2015 Pazar

FLÜTTE VİBRATO


Vibrato Nedir ve Nasıl Öğrenilir ?


“Vibrato” sözcüğü İtalyanca “Vibrare” kökünden gelir ve “Titreme” (Salınma) anlamını taşır. Bu teknik, sesi hafifçe dalgalanmayı amaçlar. Müzikte vibrato, müzikal etkiyi arttırmak ve derinlik duygusu kazandırmak için kullanılır. Flütü vibratolu çaldığımız zamanlarda titremeler düzenli ve belli bir ritm içinde olmalıdır. Bunu sağlamak için çeşitli vibrato çalışmaları sık sık mve düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Vibrato yaparken diyaframımızı kullanmamız gerekir. Her bir nota için diyaframımızdaki doğru noktayı bulup kasımızı kasarak vibrato salınımlarını vermemiz gerekir. Eğer daha sık salınımlı bir vibrato yapıyorsak bu da nota değeri içinde eşit aralık ve salınımlarla olmalıdır.
Flütte vibrato tekniğinin çok katı kuralları bulunmaz. Yorumcular arasında Vibratonun uygulaması ve eğitimi konusunda değişik görüşler mevcuttur. Kimi yorumcular çok daha yoğun ve sık vibrato kullanmayı seçerken, diğer bazı yorumcular daha geniş ve daha yavaş vibratoyu tercih ederler. Vibrato tekniği uygulanması kişiden kişiye değişebilir. Aynı ekolden gelen pek çok icracıda farklı vibratolar duymak mümkündür. Aynı yorumcu, çalınan esere göre farklı vibrato da kullanabilir.

Vibratonun Oluşumu :
          20. yüzyılda diyafram vibratosu genel olarak kabul edilendir. Diyafram vibratosunu savunan, üflemeli çalgı icracılarıdır. Onlar gırtlak vibratosuna karşı çıkmışlardır. Bu titreşimin, gırtlaktaki kaslar ile yapıldığını savunan müzisyenlerin bazıları: George Miller, James Galway...
1963 yılında 12 flüt icracısını inceleyen Gartner bazı sonuçlara varmıştır. Bu sonuçlar şöyledir:

1. Vibrato diyaframda oluşmaz.

2. Diyafram” vibratosu olarak adlandırılan, aslında göğüs ve karın” vibratosudur. Diyafram, destek kısmında etkili olur.

3. Her koşulda, gırtlak ve sesi oluşturan kaslar aktif hale gelir. Bu sebeple, “göğüs ve karın”  vibratosu her zaman karışık bir tiptir.

4. Diğer açıdan bakacak olursak belirgin olarak görülür ki, gırtlak ve sesi oluşturan kaslar ile yapılan vibratoda karın kasları, göğüs kasları veya diyaframın etkisi bulunmaz.

5. 6 Hzz olan “Göğüs ve karın” vibratosu, gırtlaktaki mekanizmalarla üretilen 7 Hzz frekanslara göre daha düşüktür.

6. En geniş aralığa sahip olan vibrato, gırtlak ve sesi oluşturan kaslar ile gerçekleştirilendir.

          1973 yılında fagot sanatçısı Christopher Weait, x-ray ışınları ve video teyp kullanarak bazı deneyler yapmıştır. Weait’in yaptığı deneyler sonucu ulaştığı bilgiler, vibratonun “laryngeal” yani ses oluşturan kaslarının hareketi ile oluştuğunu ve kontrol edildiğini gösterir. Laryngeal vibrato” ile kastedilen vibrato, daha açıkça ifade edersek, sesi oluşturan kasların titreşimi ile elde edilen vibrato, daha önce bahsedilen Chevrotementten farklıdır. “Chevrotement”te “glottis” yani akciğer ile yemek yolunu ayıran, sesin oluşumuna katkısı olan tıkaç tamamen kapatılır. Oysa burada bu tıkaç periyodik olarak hafifçe çevrelense de tam olarak kapanmaz.

Flüt eğitiminde vibrato ile ilgili üç farklı görüşten bahsedilebilir :

1. Flüt eğitimi veren bazı eğitmenler “vibrato”nun kendi kendine oluştuğunu düşündüklerinden, vibratoyu öğretmeyi tercih etmez. Bu eğitimciler vibratoyu öğretmenin onu yapaylaştırdığına inanırlar.

2. Vibratonun öğretilmesi gerektiğini savunan bir kısım da vardır. Bu görüşü savunanlar vibratoyu diğer tekniklerden ayırmaz. Öğrenilmesi ve kontrollü bir şekilde yapılması gerektiğimi düşünürler.

3. Son görüş ise, daha yaygınca kabul gören müzikal enstrüman eğitiminde metodların kişiden kişiye değişmesi gerektiğinden yola çıkan ve bir kısım insanda vibratonun kendiliğinden geliştiği, bir kısmında ise ancak eğitim ile geliştiği yönünde olan görüştür.

Marcel Moyse, Taffanel, Gaubert, Maquarre ve Barrera gibi flütçüler vibratonun kişinin kendi müzikalitesini kullanması sonucunda doğal olarak geliştiğine inananlardandır. Bu isimler çok fazla vibrato yapılmasından yana değildir. Hatta bu konuyla ilgili bazı açıklamalar da yapmışlardır. Moyse ve Barrera’nın son dönem öğrencilerinden olan “Pittsburg Senfoni Orkestrası”nın birinci flütçülüğünü yapmış olan Bernard Goldberg, hocalarının görüşünü şöyle özetlemektedir: “Üçyüz yıldır flütçüler doğru entonasyonda çalmak için uğraştılar, daha sonra bundan vazgeçtiler ve vibratoyu icat ettiler”. Marcel Moyse vibrato ile ilgili şunu söylemiştir: “Bir kişi çalarken eğer vibratoyu fark ediyorsanız, bu vibratonun çok olduğunu gösterir. Bence çok fazla vibrato flütü sarhoş eder.”

Vibrato eğitimi vermekten yana olan flütçülerden biri James Galway’dir. Flüt eğitiminin başlarında, vibratonun mümkün olduğunca çabuk öğretilmesi gerektiğini, böylelikle flüte yeni başlayanların çok daha güzel sesler elde ederek daha sese odaklı çalabilir hale geldiklerini ifade eder. Türk flüt sanatçısı Gülşen TATU’da bu görüşün savunucularındandır. Bir konuşmasında şöyle demiştir: “Vibrato, kişinin onu nasıl, ne zaman ve nerede kullanacağını bilmesine bağlıdır. Diyaframın öneminin bu konuda ne derece büyük olduğunu bilmekle beraber, gırtlak ve ses tellerinin de önemini unutmayalım” der. TATU, yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda, ses telleri ile yapılan vibratonun sert ve titrek, bunun aksine, yutkunmayı sağlayan kaslar ve damak yardımı ile yapılan vibratonun daha yuvarlak ve yumuşak olduğunu gözlemlediğinden bahsetmektedir. Flütçülerin içerisinde birçoğu doğal olarak vibratoya sahip olsa da, yine de öğrenmeleri gereken bilgiler vardır: vibratonun kontrolü ve çeşitliliği ile ilgili. Vibratoda hız ve rahatlığın kontrolü için vibratonun nasıl ve nerede oluştuğunun farkında olmak gereklidir.

Temiz bir ton elde etmeden vibrato yapılamaz. Düzgün ve rahat bir tona sahip her flütçü vibrato yapmaya hazırdır. Vibrato öğretmede ilk adım, vibratolu ve vibratosuz iki sesin farklılığının öğrenciye kavratılması olmalıdır. Öğrenci ne yapması gerektiğini anlamak için, iki ses arasındaki farkı ilk önce duymalıdır. Bu farklılığı şarkı söyleyerek de öğrenciye kavratmak mümkündür. Pek çok eğitmen flütteki vibratoyu şan tekniğindeki vibratoya benzetiyor. Vibrato, gırtlak ve diyafram kasları ile yapılan bir teknik olduğundan, öğrencinin bu kaslarını nasıl kullanması gerektiğini anlaması gerekir. Özellikle çocuklara vibrato eğitimi verirken, gülerek veya öksürerek gırtlak ve diyafram kaslarını kullanmaları öğretilebilir.

Vibrato ile ilgili bilimsel çalışmalara sahip Joachen Gartner, öğrencinin öğretmenini taklit ederek vibratoyu başlangıçta daha iyi öğreneceğini düşünür. Bu teknikle öğretmen, hangi vibrato türünün öğrenci için daha uygun olacağını gözleyerek anlayabilir. Abdominal yani karın kullanılarak yapılan metotta Gartner, iç çekerek, üfleyerek, sık nefes alarak yapılan egzersizleri tavsiye etmektedir.

Laryngeal vibratoyu öğretirken,  ilk önce “glottis”in nasıl açılıp kapandığını öğretmek gerekir. Daha sonraöğretmenin yukarıda sözü geçen egzersizleri yaptırması gerekir. Öğrenci, flüt olmadan uzun bir şekilde “ah” demeli ve bunu “glottis”i kapatarak sonlandırmalıdır. Daha sonra yavaş yavaş “ah” kısaltılarak “glottis”i kavraması sağlanmalıdır.

       Charles DeLaney öğrencilerin ilk olarak karın kaslarını kullanarak vibrato yapmaları gerektiğini söylemektedir. Öğrenci, dil vurmadan, yavaşça “hah” demeli ve tempoyu gittikçe arttırarak farklı dinamiklerde ve farklı seslerde çalmalıdır. Daha sonra, her aksanda yapılan bir karın hareketi ile sesler birleştirilmelidir. Tondaki farklılık abartılmalıdır. Yavaş tempolarda ses, dinamik ve ton rengi farklılıkları abartılmalı, tempo hızlandıkça nabız atışları daha küçülmeli ve daha tona entegre hale gelmelidirDeLaney; “çalarken, dinleyici vibratoyu hissetmeli, ancak duymamalı” demiştir.

Vibrato çalışmasında diyafram desteği ile uygulayabileceğiniz bazı egzersizler aşağıda verilmiştir :

1.
Flütte Vibrato
Vibrato Çalışması 1


2.
Flütte Vibrato
Vibrato Çalışması 2


3.
Flütte Vibrato
Vibrato Çalışması 3


4.
Flütte Vibrato
Vibrato Çalışması 4

Burada, tekrar hatırlatmak gerekir ki, önceden de sözü edildiği gibi bazı kişilerde vibrato doğal olarak oluşmaktadır. Bireysel olarak verilmesi gereken enstrüman eğitiminde her öğrencide aynı metodu uygulamak mümkün değildir. Bazen detayların içine o kadar çok dalınır ki işin özü kaybolur. Bu sebeple detaylar ancak bireysel farklılıklar düşünülerek sunulmuştur. Karşımıza vibrato hakkında konuşmaya fazla gerek duymayacağımız bir öğrenci de çıkabilir. Enstrüman eğitiminde sezgisel olarak gelişen pek çok durum olabilir. Sezgisel olarak vibratoyu yapan ve geliştirebilen bir öğrenciyi detaylara bulamak onun daha çok kafasını karıştırabilir. İşin doğallığını bozmadan sadece vibratonun kontrolü ve hakimiyeti ile ilgili çalışmalar yapmak bu noktada daha doğru olacaktır. Vibrato eğitiminde önerilebilecek başka bir husus, öğrencilerin farklı flütçülerin performanslarını dinlemeleri olacaktır. Kendi performanslarını da kaydederek dinleyebilirler.

    Vibratonun hikayesi oldukça şaşırtıcı ve ilginçtir. Sadece flütte değil, hemen hemen tüm enstrümanlarda aynı şaşırtıcı gelişim söz konusu olmaktadır. Şüphesiz döneminde kabul görmemiş olsa da, pek çok besteci eserlerinin vibratolu çalınmasını tercih ederdi. Vibrato müziği anlatmaya yardım eden, müziğe hayat veren çok etkili bir araçtır. Vibratonun gelişimi hakkında bilgi sahibi olmak, vibratonun dönemsel gelişimini takip etmek, çaldıkları eserlerde flütçüleri oldukça geliştirecektir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © Flüt'e dair herşey... | Powered by Blogger

Design by |Anders Noren Blogger Theme by NewBloggerThemes.com